bu memlekette 31 Mayıs 2013 günü kendini görmeye başlayan bir insan toplumu var. tuttuğu partinin, tuttuğu takımın, etnik kimliğin, cinsiyetinin, dininin, mezhebinin,sosyal sınıfının, ideolojisinin ötesinde hepsinden değerli bir cevherinin olduğunu keşfetti insanlar. hepsini deneyerek yaşamış ancak geldiği noktada bunların hiçbirinin mutlu olmaya yetmediğini anlayan bir insan toplum bu. aksine bunların her biri, birileri tarafından kendisine karşı kullanılan birer zehire dönüşmüştü. ve insanlar bugün kendi öz güçlerini keşfettiler, yani kendilerini. üstelik toplu olarak yaptılar bunu. aslına bakarsanız her birinin tek başına keşfettikleri bir gücü bu defa toplu olarak keşfetmenin mutluluğunu yaşadılar. her birinin kendi kendine keşfettiği ''insan olmak'' düzeyinin nelere kadir olabileceğini gördüler. başlangıç noktası ise tesadüf değil, doğa parçası ağaçların yok edilmesine karşı olmak. sorun burada ''karşı olmakta''. sahip çıktığı doğa ve insanla ilgili kapsamlı bir gelecek kurgusu olmadan sadece karşı olmak bağlamında bir eylemle insan olmak durumunun ifade edilmesi. elbette bu da olumlu bir durum. ancak doğa ve insanın nereden gelip nereye gittiğine dair açık bir fikri olursa ''karşı olmaktan ötede'' doğayı ve insanı yok eden bu sınıflı toplumu aşan yeni bir toplum yaratabilir ve yaşayabilir. ki sınıflı topluma karşı olmanın onu kökten silip atmamın biricik yolu da budur.sınıflı toplumun ilişkilerini kökten dinamitlemek ve yok etmek onu aşan yeni ilişki ve yaşama biçimleriyle mümkün olabilir. yoksa 68 kuşağı gibi kurda kuşa yem olur, küreselleşme karşıtları gibi yalan olur, ya da zaman zaman ortaya çıkan ''muhalefet etmek, karşı olmak'' hareketleri saman alevleri gibi söner gider. bu arada kazanan yine sınıflı toplumun şu yada bu zümresi olur, kaybeden ise karşı olma cesaretini gösteren ama gelecek toplum ilişkilerini ve yaşam biçimini oluşturamayan o güzel insanlar olur. o yüzden sadece karşı olmaktansa, karşı olduğumuzu düşündüğümüz sınıflı toplum çöplüğünün ötesinde insanı ve doğayı temel alan yeni ilişkiler yaratabilmektir. bu yapılamazsa iki gün eylem yapılır üçüncü gün onun kredi taksitini ödemek için gider onun işinde çalışırsın. onun okulunda okursun, onun sanatını yaparsın. onun medyasında yalan üretirsin, onun partisine oy vermek zorunda kalırsın, onun parasını kullanır, onun giysisini giyer, onun yiyeceğini yersin, kolasını, şarabını içersin. ve tecrübe göstermiştir ki ne yersen ne içersen sen o'sundur aslında. onun şarabını içer onun mekanında oturur, onun tiyatrosunda basit bir rol alırsın, ama bir yandan da güya onu eleştirirsin. yani eninde sonunda onun gibi yalan olursun.
son yirmi yıldır biriken ve tek tek insanların şu ya da bu şekilde kendi öz gücünü keşfetme süreçleri belli bir noktaya geldiği içindir ki ağaçlarla başlayan hikaye ayaklanmaya kadar varabilmiştir. evet başarılmıştır insanlar hiçbir iktidarın yıkılmaz olmadığını yine anlamışlardır. ki bu bildiğimiz bir gerçek, insanoğlu defalarca yaptı bunu, ancak yerine yine iktidarlar kurdu. oysa artık önümüzdeki zamanlarda hiçbir iktidara ihtiyaç yok ve insan buna hazır. ancak tüm iktidarları yalan eden yeni yaşam biçimini geliştirebilirse bu mümkün olabilir. aksi halde bu eylemler bizi yücelten güzel anılara dönüşür.
evet bir eşiğin aşıldığı kesin ve bu eşikte insan kendisinden başka güvenebileceği hiçbir merkez bulamıyor. ne siyaset, ne medya, ne akademi..eşiği aştı ancak bu eşikten sonra bile eski tarz eylem ve direnişin yöntemleri ile gidiyor. çünkü sadece karşı olmak üzre işliyor kitlesel psikoloji. ortada büyük bir gövde olmasına rağmen, düşünüp hareket edebilme yeteneği de yok. böyle bir eylemin sınıflı toplumun sahipleri tarafından amacından saptırılıp bastırılması çocuk oyuncağı.sonuçta bu ve benzeri hareketler önümüzdeki dönemler için sürpriz olmayacaktır. eksi anlayışlarla ve el yordamıyla ilerleyen bu ve benzeri eylemler eğer gerçek bir toplumsallık yaratabilirse uzun vadede gelecek toplum için bir moral kaynağı olabilir. o yüzden en temel noktanın altını yeniden çizmekte fayda var, karşı olmaktan ziyade sınıflı toplumu üretim ve tüketimiyle başbaşa bırakıp onu aşabilen yeni doğa ve insan ilişkileri geliştirmek her zaman akılda tutulması gereken en önemli konu. sınıflı toplumu tüm piyasaları ve çöpleriyle birlikte ortada bırakmalıdır kendini keşfin ilk eşiğini geçen insan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder