
Bu
handikapların en önemlisi ise aşılmış görünüyor. Sınıflı
toplumun tüm birimleri gibi sağlı sollu organize olmuş eski tip
örgütleri ve ideolojileri nereden çıktığını pek de anlamadıkları eylemlerde
öncü roller almaya çalıştılar. Ancak bu rol kapma iştahları
kursaklarında kalmıştır. SAĞLI-SOLLU BAYRAKLI ÖRGÜTLER
SÜREÇTEN DÜŞMÜŞTÜR. Bundan sonraki süreçte de rol kapma
istekleri olabilir ancak ciddiye alınmayacaklarını bilmelidirler.
Direnişin ruhunu anlayabilirlerse ellerindeki bayrakları bırakıp
İNSANLAŞMA KUŞAĞINI samimiyetle takip etmekten başka çareleri
bulunmuyor.
Sınıflı toplum kültürel olarak bitmiştir, sadece maddesi ve kullandığı tekniklerle ayakta kalmaktadır. Yeni kuşak ise hep olduğu gibi, tarihin bu aşamasında da DOĞA ve İNSANIN en derin kültürel köklerine tutunmuştur. İktidarın elinde ise TEKNİK bulunuyor. Siyasetleri, silahları, hukukları, medyaları ve piyonları bu tekniğin değişik kullanım biçimlerinden başka bir şey değil. Tüm teknik kullanımlarına rağmen uzun vadede yenileceklerdir. Çünkü TEKNİĞİ DE YARATAN İNSANDIR. Yeni nesil iktidarın kullandığı tekniği alt edecek yolu bulacaktır. Bunun nasıl olabileceğine dair açık bir görüşe ulaşmak sistemin ölüm zamanını da elimize verir. Yeni nesil eylem, protesto gibi eski tip muhalefet tarzıyla ortaya çıktı. Ancak bu çıkış tarzının sonuç alıcı olmayacağını da hemen kavrayacaktır. Sonrasında yerelleşme ve yerellerde yoğunlaşma aşaması gelir. Bu yoğunlaşmanın asıl konusu ise teori (inanç temeli) olur. Teorik berraklık oluştukça yoğunluklar arası iletişim de gelişir ve sistemin daha önce görmediği türden bir hayatı kurmak için gereken bilinç temeli edinilmiş olur. Yeni neslin ilerleyiş ritminde en önemli durak ta burasıdır.
Tayyip, totemlerin, ata tanrıların, firavunların insan ruhu üzerinde hakimiyet kurma yöntemlerini kullanarak liderleşmiştir. Yeni kuşaklar, Tayyip'in üzerinde hakimiyet kurduğu bu ruhların sayısı çok olsa da onların ÖLMÜŞ RUHLAR OLDUKLARINI GÖSTERMİŞTİR. Pratik olarak ''senin ruhun nerede kardeşim...'' diyerek uyandırıcı bir etki yaratmıştır yeni nesillerin eylemi. Yeni nesiller ve onların peşinden giden özellikle kadınlar ve düşünen beyinler hakimiyet altındaki bu ruhları da uyandırma potansiyeli taşımaktadır. Bunu yeni nesiller ve kadınlarımız yapabilirdi ancak. Cennet bu yüzden annelerin ayakları altındadır der Kuran. Kuran böyle konuşur.
Kuran
''mülk Allah'ındır'' diyor. O yüzden samimi müslümanlar Allahın
emrini dinlemelidirler. Çünkü mülk, Tayyip'in tetikçilik yaptığı sermaye sınıfının değil Allah'ındır.
Tayyip'in peşinden gitmenin putperestlik olduğunu da göstermiştir
yeni nesiller. Tayyip totemlerin, ata tanrıların, Allah'ın açtığı
yolu kullanarak kitleleri kendisine tapmaya ikna etmiştir, samimi
müslümanlar bunu görmelidir. Ey samimi müslümanlar Allah'a,
(doğanın ve insanın birliğine) inanın Tayyip ya da başka bir
puta inanmayın. Size nimetleri veren doğruyu yanlışı gösteren
Allah'tır, Tayyip değil. Tayyip'e tapmayı bırakın, ona doğru değil kıbleye dönün yüzünüzü...
En
son Tayyip'de simgeleşen sınıflı toplumun lider kültü yerle bir
olmuştur. Onu var eden tüm moral değerler de kendi nefsi
tarafından yerle bir edilmiştir. Yeni nesillerin İNSANLAŞMA
SEVİYESİ tayyip'in nefsini de yerle bir etmiştir. Artık hiçbir
moral değere sığınamıyor dikkat edilirse. İcraat olarak yolları, ekonomik rakamları vs gevelemektedir, yani teknik konulara
sığınmış kalmıştır. Direnişe yani insanlaşma uyanışına verdiği yanıt tamamen teknik
çerçevededir. Sokakta kullandığı piyonlar da sadece teknikle
ayakta kalmaya çalışmaktadırlar. Çoluk, çocuk demeden savaş
hukukunu bile çiğnemektedir. Yalan, karalama, çarpıtma ve kara
propaganda yapmaktan öteye geçemiyor. Hiçbir moral ve insani
değere saygı gösteremiyorlar. Tayyip'in ve temsil ettiği şeylerin
çapı buna yetmiyor.
Sınıflı
toplum, kendi ömrünü uzatmak için yeni piyasalar açmaya mecbur
olduğu Afrika ve Ortadoğu bölgelerindeki planlarını Tayyip
eliyle yürütmektedir. Tayyip'ten iyi bir cihaz da bulamazdı zaten.
Ancak son eylemlerde Tayyip'in gösterdiği LİDER PARANOYASI sınıflı
toplumun sahiplerini bile endişeye sevkediyor. Amerika, Avrupa ve
yerli sermaye Tayyip'in yetenekleri ve çapı konusunda şüpheye
düşmüştür. Şimdilik bu paranoyanın yıkımlarını asgariye
indirme çabası içindedirler. Ancak kendi planlarını tehlikeye
attığını gördükleri noktada yeni bir hükmeti işaret
edebilirler. Bu işareti en önce verecek olanlar ise bizim boyalı
basın dediğimiz basındır. Bu basın Şafak Pavey, Cem Boyner, Ali Koç, Mustafa
Sarıgül ve benzeri bir ismi ön plana çıkardığı an
bilinmelidir ki sınıflı toplumun asıl sahipleri bile artık
Tayyip'ten vazgeçmişlerdir. Yani dereyi geçerken at değiştirmeye
razı olmuşlardır.
Sınıflı toplum kurmayları için Tayyip'in miadı dolmuştur aslında. Önümüzdeki dönemde daha doğacı, daha liberal, daha demokrat ve kültür temeli daha güçlü bir programa ihtiyacı var çünkü burjuvazinin. Ancak bu eski burjuvazinin aklıyla pek mümkün görünmüyor. Bu programı ancak bilişim, finans gibi yeni sermayenin yapabileceği türden bir iş. Kapitalizmin ömrünü uzatmaya çalışan bu yeni sermaye, gezi isyanını bile kendi değirmenine su yapmak isteyecektir. Sınıflı toplum kurmayları o kadar sıkışmış durumdadırlar. Tayyip'de sınıflı toplum sahiplerinin bu ihtiyacını karşılayabilecek çap yok. Kürt sorunu, piyasaların açılması ve köklü reform ihtiyacı aciliyet kazandıkça daha da sıkışacaklardır. İşte bu sıkışma başka bir piyon ihtiyacını gündeme taşıdığında Tayyip'in kendi gücünü abartarak kucağında oturduğu güçlere kafa tutması bile beklenebilir. Böylesi bir çekişme ortamında CIA elinde hazır beklettiği Fettullah Gülen kartını Tayyip'e karşı oynamaktan çekinmeyecektir. Bu türden bir gelişmenin sonuçları ise ayrıca ele alınmalıdır.
Sınıflı toplum kurmayları için Tayyip'in miadı dolmuştur aslında. Önümüzdeki dönemde daha doğacı, daha liberal, daha demokrat ve kültür temeli daha güçlü bir programa ihtiyacı var çünkü burjuvazinin. Ancak bu eski burjuvazinin aklıyla pek mümkün görünmüyor. Bu programı ancak bilişim, finans gibi yeni sermayenin yapabileceği türden bir iş. Kapitalizmin ömrünü uzatmaya çalışan bu yeni sermaye, gezi isyanını bile kendi değirmenine su yapmak isteyecektir. Sınıflı toplum kurmayları o kadar sıkışmış durumdadırlar. Tayyip'de sınıflı toplum sahiplerinin bu ihtiyacını karşılayabilecek çap yok. Kürt sorunu, piyasaların açılması ve köklü reform ihtiyacı aciliyet kazandıkça daha da sıkışacaklardır. İşte bu sıkışma başka bir piyon ihtiyacını gündeme taşıdığında Tayyip'in kendi gücünü abartarak kucağında oturduğu güçlere kafa tutması bile beklenebilir. Böylesi bir çekişme ortamında CIA elinde hazır beklettiği Fettullah Gülen kartını Tayyip'e karşı oynamaktan çekinmeyecektir. Bu türden bir gelişmenin sonuçları ise ayrıca ele alınmalıdır.
Sınıflı
toplum sahipleri Tayyip ya da başka bir cihazla yoluna devam
edebilir, bunu göreceğiz. Ancak her halde dayandığı, onu ayakta
tutan şeyin TEKNİK olduğunu bilmeliyiz. Tüm doğayı ve insanı
aşağılamaya kalkışmasının arkasında bu yatar. Sınıflı
toplum kendi yarattığı tekniğe adeta tapmaktadır. Parkı söküp
yerine AVM yapma isteği de bu tapıncın saklı ifadesidir. Ancak
yeni nesiller bu sinsi yaklaşımı da yerle bir etmiştir.
Çünkü,yeni nesiller tarihin tıkandığı her an olduğu gibi yine, İNSANIN DOĞASINA ya da DOĞANIN İNSANINA bilerek ya da bilmeyerek yönelirler. Bu gün bilmeyerek ama yarın bilerek. İnsanlığın yaşadığı tüm çıkmazların gerçek çözümü de budur zaten. Yeni kuşaklara bu yüzden herkes minnet duymalıdır. İnsanlığın unuttuğu bu en temel gerçeği hatırlayıp hatırlattıkları için...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder