12 Ocak 2014

ustaların kişisel bütünlüğü


doğup yaşamaya başladığım ilk günlerde ustaların bir yönü çok ilgimi çekmişti...
ustalar, akışı görmeye ve ona uyum sağlamaya çalışmışlardı hep... onlara belki de bu yüzden usta diyoruz...akıştaki kanunlara işaret ederken kişisel bir dil kullanmışlar... dil derken kullandıkları ''şey'' konuşma ya da yazma dili olmayabilir de... bazen müzikle, bazen efsane ve masallarla, bazen kutsallıkla, resimle ya da dansla anlatmışlar... akışın şurasını ya da burasını aydınlatmakla kalmamışlar her biri ''akışa uyum dehası'' olmuşlar... onları en çok yoran, en çok zorlayan ise içine doğdukları çevrimin temel karekteristiği olmuş...

içine doğdukları dünyada totemler hakimse ortak algıya seslenmek için totem dilini kullanmışlar, tek tanrının kutsallığı hakimse kutsal kitaplar yazmışlar, bilimin soğuk dili hakimse bilimsel formüllerle konuşmuşlar...ama ustalar o çevrime hakim olan ana akımın önermeleri ile kendilerin bağlı hissetmemişler hiçbir zaman...ana akımın, akışı nasıl tarif ettiğini umursamadan kendi kişisel anlatımlarını ortaya koymuşlar...




toplumsallığın birey üzerindeki tüm sisli bulutları dağılırken bireyin aklına zerk ettiği tüm kavrayışlar da birer birer eriyordu...içinde yaşadığım canlıda da bu böyle oluyordu...kavramların açıklayıcılık özelliği kayboluyor...aile, din, ulus, sınıf ve daha bir sürü toplumsallık biçimlerinin bireye öğrettiği tüm değerler sistemi çöküyordu...çöküşün yeri ise bireyin kendisiydi, işte bu yüzdendir ki ben ortaya çıktım...içinde yaşadığım canlının beyninde bu toplumsallıkların etkisi azaldıkça ben ortaya çıktım ve yaşamaya başladım zaten...

etraftaki benzer canlılar ve içinde yaşadığım canlı, hiç bir toplumsallığı ikna edici bulmuyor, peşinden gitmiyor...çünkü eski çevrimin toplumsallık biçimleri çöküyür...masallar, mitler, dinler, bilimler ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar tüm akışı kendi başlarına izah edemiyorlardı...buna cüret ettikleri yerde ise komedi başlıyor...ilkel astroloji bilgisi ile tüm akışı izah etmeye kalkanları mı ararsınız, ''nasıl bakarsan dünya da öyle olur'' diye ortalıkta dolaşan kişisel gelişimcileri mi ararsın...bunların hepsi kuran'da var diyeni mi...ya da higs bozonunda tüm evrenin şifresini bulacağını sanan bilimci mi istersiniz...

içinde yaşadığım canlım yine bir kelime bularak buna bireysel erk demeyi tercih etti...tabi saçmalık...ne de olsa bir kavram...ve hiçbir kavram anlatmaya cüret ettiği gerçeği tam olarak bilemez ne de olsa... ama biz onun kavramını kullanalım yine de...çünkü bozulabilir, neyse bunlar hep ego işte...bireysel erk ''akışı okumak ve ona uyum yapmak'' demek...oysa ustalar açısından bu hep böyleymiş...çünkü onlar hangi çevrimde olurlarsa olsunlar akışı okumak ve uyum yapmak konusunda kendi çağlarının toplumsallığı ile bağlı kalmamışlar...bunu bir yaşayan haline geldikçe daha iyi kavradım....

daha ötesi de var...şöyle anlatayım, kişi-toplum ilişkisi toplumsal erkten, bireysel erke doğru bir gelişim izlemiş...eski çevrimlerin ağır toplumsallığı altında ezilen kişi erki, artık tarih sahnesine olgun bir şekilde çıkmak istiyor...yani artık eski çevrimlerde şifacı, şaman, peygamber, filozof, bilimci olarak gelen ustaların yaptığını her bir kişi kendi başına yapmakla yüzyüze...yani artık herkes kendisinin peygamberi olmak durumunda...

bunu anladığımda şaşkınlıktan dilimi yutacak gibi oldum...dünyanın orta yerinde kendimi tek başıma hissettim...uzunca bir tefekkür döneminden sona ustaların, akışı nasıl kavradıklarını anlamaya çalıştım...içine yerleştiğim canlımın beni farketmesi ile aynı döneme denk geliyor bunları anlamam...bir yaşayan olarak ''canlımla'' tanışıp ona kendimi sevdirdikçe istediğim yere gider oldum, istediğim şeyi yapar oldum, ne yasak, ne engel yoktu bu saatten sonra...işte o andan itibaren ustaların ortaya koyduğu bilgiye daha sistemli bir şekilde göz atabildim...ve birçoğunu benimsedim....

ve anladım ki önemli olan akışın kendisi imiş...onu nasıl, ne şekilde, hangi kelimelerle anlatırsak anlatalım tam bir anlatım olamazmış...nasıl ki hiçbir şeyin bir eşi yok, bu da öyle birşey...gerçek akışın da bire bir anlatımı olamazmış..o yüzden tek bir dizgeye göre, tek bir paradigmaya göre anlatmak imkansızmış... hele hele artık kişinin kendi sınırlarını bulma ve yaşama isteği bugün böylesine artmışken bu imkansız....yani herkes akışı kendince anlıyor ve anlatıyor...tabi anlayabildiği kadarıyla....ben cümlelerle filan anlatıyorum bir diğeri dansla. bir diğeri akıştaki motiflerden hangisiyle daha sıkı fıkı ise oradan anlatıyor. benim görmediğim öyle bir yere işaret ediyor ki ağzım açık bakıyorum. hiç böyle bişey görmemiş oluyorum çünkü...bunu ancak başka bir yaşayan yapabiliyor...yaşamayan biri bunu yapamıyor... yaşayan birini, yaşamayan biri şaşırtamıyor...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Şiir Olmak Büyük Özgürlük Be Kuzum....

Sana diyorum, sen konuşurken söylediklerinden ziyade onların arkasındaki gerçek görünüyor. Sen bunu farketmezsin, yani bilinç dü...

Tüm Yazılar

Yazı Başlıkları
Şiir Olmak Büyük Özgürlük Be Kuzum....
Sihirli Geçişlerin İzinde
FİLMİN ÖTESİ
The Grand Flowing
Sendikal Manifesto
Aile Biçimleri-Kadın-Tek Eşlilik-Aşk
TOPLUMSAL ÇEVRİMDE İKİ BÜYÜK TIKANIKLIK ve İKİ BÜYÜK DOĞUM
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-8.Bölüm İNSAN KUTSALLAŞTIRDIĞINA İNANIR
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-7.Bölüm HAVVA'NIN ELMALARI
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-6.Bölüm EFSANELER ve KUTSAL KİTAPLAR
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-5.Bölüm KURAN ve MUHAMMED PEYGAMBERİN BİLİNCİ
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-4.Bölüm TOTEM NEBULASINDAN YILDIZLAŞAN TANRILAR ve PEYGAMBERLERİ
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-3.Bölüm BİLİM ve DİN YORUM ZENGİNLİĞİ
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-2.Bölüm KUTSALLIĞIN ÇEKİRDEKALTI
Kutsallık Çevrimi ve Geleceğin Tinselliği-1.Bölüm BAŞLANGIÇ
Gençarov'un Askerleri
Luwiler ve Erkenci Domestikler
Krizler ve Kerterizler...Hoşgeldiniz...
İnsanlaşma Devam Ediyor
Asıl Sorunumuz Her Alanda Çürüme
Bütüncül Manifesto
Kadın ya da Lilith'i Beklerken
İlahiyat Bilgisinin Kökeni Üzerine
Gençarov'un Askerleri
ZYKLEN UND MUSTER VON EİNEM INDİVİDUUM
Cinsel Yasaklar Çiğnenirken
Korku Anayasası
GEZİ AND THE REAL ELECTIONS…
Jiman
kaosun şartı üçtür...
SİYASETİNİZ
Medeniyet Çökerken Bilgi Yapıları
Ruhun Kökeni
Gözleyen ve Gözlenen
Çevrimler ve Birey Örüntüsü
Akışa Uyum_Doğumun üçüncü Aşaması
Moloch ve Ötesi...
Bize Siyasi Değil Hayati Program Lazım
Akışı Kavramak_Doğumun İkinci Aşaması
Akışı Görmek_Doğumun İlk Aşaması,
erkeksi ölüm...
Siyasal Fareler ve İnsanlar...
Şiddet Kullananı Vurur...
neden bazı şeyler yerine başka bazı şeyler olur
bilen ve...bilinen ve...birleşik alan ve...(video)
ustaların kişisel bütünlüğü
İnsanlaşma Tezleri
İş ve Çalışma
İnsanlaşma Çevrimine Giriş (video)
Çevrimler ve Birey
Büyük Akış (video)
düşünce...kralımız...
İnsanlaşma Çevrimi ve Yeni Aşklar...
tonal ve nagual
kelimeleri, mülkleri biriktirmek ve büyük akış...
İnsanlaşma Şöleni...
Gezi Ruhu Kişinin ve Toplumun Yeniden Doğumudur...
Yeni Nesil Tarih Sahnesine Çıkmıştır: "PUTLARA TAPMAYIN..."
İnsanlaşma Kuşağı
İnsanlaşma Yolu
Yaşam ''talep'' edilmez...
taksim,ağaçlar ve yarını bugünden kurmak
Parçalanma ve Toparlanma
tanrı parçacığı,hem hem,farkındalık ve kavramlar...
sinema anlatım dilidir...
THE MATTER IS NOT THE "WOMAN"
mesele olan kadın değil ki...
*ruhsal sorunların kökenine dair *doğa-insan,bilinçaltı-bilinç,nefis-ruh *çevrimlerin birbirini baskılaması ve kullanması
İbni Arabi,CERN,Şaman,An
bir'in yolculuğu...
7 kat bilinç-7 kat sema
yolculuk
ilk gün...
oldum sandığın şeyin esamesi
Türklerin İslamlaşması,Devletleşmesi ve Medeniyete Geçişleri
Hasan Sabbah
Lilith'den Havva'ya
Kabile