Memur bir ailenin beş çocuğundan en büyüğü olarak dünyaya geldim. Kanbağının güçlü olduğu bu ''büyük'' aile kapitalizmin öğütücü etkisiyle paramparça olurken büyüdüm. Okul zamanı şehirde, tatiller ise köyde ve yaylada. Ormanı, balık avlamayı, yüzmeyi ve her türden hayvanla zaman geçirmeyi çok sevdim. Okula pek isteyerek gitmesem de hep başarılı, dereceleri olan bir öğrenci oldum. Özellikle lise yıllarında okul demek,arkadaşlarla birlikte olmak demekti.
Liseden sonra Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt yaptırdım. İlkokul benzeri bir tabela üniversitesiydi. İslami tarikatlar bir taraftan, ülkücüler bir taraftan tehditle karışık toplantılarına çağırdılar sürekli. İlgilenmedim tabi ve kıyamet koptu. Hakkında fazla bir şey bilmediğim bu insanların neden böyle davrandıklarını araştırdım elbette. Bu araştırma Marksizm ve başka türden bilgilerle tanıştırdı. Okumaya ve öğrenmeye başladım. Hırlaşmalar, kavgalarla geçen iki yıl. Öğrenci derneğine katıldım. Bu arada aşık oldum. Sınavlarda çok iyi kağıtlar vermeme rağmen hiç yüz üzerinden üçü, beşi geçmedi notlarım. Okul yönetimi beni ve birkaç arkadaşımı istemiyordu bunu anladım. Sonunda okuldan atıldım. O gün okulda yöneticilik yapan ve haksız yere okuldan atan ''hocalar'' bugün yeni anayasanın ya da birşeylerin daha demokratik olması gerektiğini anlatıyorlar medyalarda...görüyorum, gülüyorum. Memleketim hala çok şenlikli bir yer ,seviyorum burayı :)
Liseden sonra Konya Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt yaptırdım. İlkokul benzeri bir tabela üniversitesiydi. İslami tarikatlar bir taraftan, ülkücüler bir taraftan tehditle karışık toplantılarına çağırdılar sürekli. İlgilenmedim tabi ve kıyamet koptu. Hakkında fazla bir şey bilmediğim bu insanların neden böyle davrandıklarını araştırdım elbette. Bu araştırma Marksizm ve başka türden bilgilerle tanıştırdı. Okumaya ve öğrenmeye başladım. Hırlaşmalar, kavgalarla geçen iki yıl. Öğrenci derneğine katıldım. Bu arada aşık oldum. Sınavlarda çok iyi kağıtlar vermeme rağmen hiç yüz üzerinden üçü, beşi geçmedi notlarım. Okul yönetimi beni ve birkaç arkadaşımı istemiyordu bunu anladım. Sonunda okuldan atıldım. O gün okulda yöneticilik yapan ve haksız yere okuldan atan ''hocalar'' bugün yeni anayasanın ya da birşeylerin daha demokratik olması gerektiğini anlatıyorlar medyalarda...görüyorum, gülüyorum. Memleketim hala çok şenlikli bir yer ,seviyorum burayı :)
1989'da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine girdim. Derslere girmeyi denedim ama olmadı. Derslerde konuşmanızı istemiyordu hocalar. Ön sıralarda oturup sadece not alanları ideal öğrenci olarak gösteriyorlardı. Sürekli not tutmamızı filan istiyorlardı, lise gibi. Saçmalıyorlardı. O yüzden ilgilenmedim. Başka şeylerle ilgilendim. Müzik, kızlar, arkadaşlar, öğrenci dernekleri, yürüyüşler, eylemler. Yine okuldan atıldım.
Bu arada dünyada büyük dönüşümler oluyordu ve klasik bilimlerle izah edilebilecek gibi değildi. Örneğin sosyalist rejimler neden domino taşları gibi yıkılıyordu. Neden bu insanlar Laleli'de janjanlı bir sakız ya da çikolata için deli oluyorlardı. Hiçbir açıklamayı tatmin edici bulamadım. Öte yandan müslüman olduğunu iddia eden insanlar neden bu kadar zalimdiler, oysa allah öyle söylemiyordu. Kendilerinden olmayana neden bu kadar kindarlık yapıyorlardı. Ya da eşitlik ve özgürlük mücadelesi verdiğini iddia eden sosyalistler, örgütlerini ve liderlerini neden bu kadar göklere çıkarıyorlardı adeta tapıyorlardı. Başka bazı insanlar neden paraya ve güce bu kadar tapıyorlardı. Neden herkes ağız birliği etmiş gibi ''Parasız adam, adam değildir'' diyordu. Kadınlar neden bu haldeydi ve neden kimse çocukları umursamıyordu?Akademisyenler neden konuşmama izin vermiyorlardı?Neden ?
Üzerine düşünmeye ve yazmaya başladım. Önüme gelen her konuda derinleşmeye başlarken eski arkadaşlarımla bu konuları paylaşmak pek mümkün olamıyordu. Birçoğu içki, eğlence, kadın ya da erkek peşinde paramparça hayatlar içindeydi. Kimselerle iki adım yol yürümek mümkün değildi. Yine aşık oldum ve baba olmak istedim,oldum da. Tabi baba olunca yeni bir savaş da başlamış oldu. Süt ve bez almak gerekti ve biz öğrenciydik. Yıllar sonra anladım ki o minicik çocuk bizi yeni baştan organize ederken, diğer arkadaşların girdiği parçalanma sürecinden de korumuştu. Girip çıkmadığım iş kaldı mı bilmiyorum. İşportacılıktan tutun, boyacılık, gazete dağıtıcılığı, düz işçilik, tamircilik, bilgisayar satışı, halı yıkama vs. İstanbul'dan Ankara'ya taşındım.
Bu arada dünyada büyük dönüşümler oluyordu ve klasik bilimlerle izah edilebilecek gibi değildi. Örneğin sosyalist rejimler neden domino taşları gibi yıkılıyordu. Neden bu insanlar Laleli'de janjanlı bir sakız ya da çikolata için deli oluyorlardı. Hiçbir açıklamayı tatmin edici bulamadım. Öte yandan müslüman olduğunu iddia eden insanlar neden bu kadar zalimdiler, oysa allah öyle söylemiyordu. Kendilerinden olmayana neden bu kadar kindarlık yapıyorlardı. Ya da eşitlik ve özgürlük mücadelesi verdiğini iddia eden sosyalistler, örgütlerini ve liderlerini neden bu kadar göklere çıkarıyorlardı adeta tapıyorlardı. Başka bazı insanlar neden paraya ve güce bu kadar tapıyorlardı. Neden herkes ağız birliği etmiş gibi ''Parasız adam, adam değildir'' diyordu. Kadınlar neden bu haldeydi ve neden kimse çocukları umursamıyordu?Akademisyenler neden konuşmama izin vermiyorlardı?Neden ?
Üzerine düşünmeye ve yazmaya başladım. Önüme gelen her konuda derinleşmeye başlarken eski arkadaşlarımla bu konuları paylaşmak pek mümkün olamıyordu. Birçoğu içki, eğlence, kadın ya da erkek peşinde paramparça hayatlar içindeydi. Kimselerle iki adım yol yürümek mümkün değildi. Yine aşık oldum ve baba olmak istedim,oldum da. Tabi baba olunca yeni bir savaş da başlamış oldu. Süt ve bez almak gerekti ve biz öğrenciydik. Yıllar sonra anladım ki o minicik çocuk bizi yeni baştan organize ederken, diğer arkadaşların girdiği parçalanma sürecinden de korumuştu. Girip çıkmadığım iş kaldı mı bilmiyorum. İşportacılıktan tutun, boyacılık, gazete dağıtıcılığı, düz işçilik, tamircilik, bilgisayar satışı, halı yıkama vs. İstanbul'dan Ankara'ya taşındım.
Bu arada sistemli ya da sistemsiz olarak kendi çalışmalarıma, araştırmalarıma devam ettim. Minicik bir bilgi kırıntısı için bile uzun yolları kat ettiğimi biliyorum.
Marmara depremi ve Düzce depremlerinde bulundum. Arama kurtarma, yardım organizasyonu, depremzede dernekleri ve çeşitli projeleri yürüten gönüllü ekipler içinde bulundum.
İ.Ü.Hukuk fakültesini çok dolambaçlı ve uzun bir yoldan bitirdikten sonra avukatlık stajı ve sonra Ankara Barosuna kayıt yaptırdım.
Teorik çalışmalarım, başlangıcta hiç tahmin edemediğim bir noktaya ulaşmıştı. Bambaşka bir bakışaçısı vardı artık elimizde, bir tür teorik devrim. Bütüncül bakışaçısı diyebileceğimiz bu müfredatı yazılar, kitaplar, videolar ya da toplantılarla anlatmaya çalıştım ve anlatmaya da devam ediyorum bu sitede olduğu gibi.
Bu arada yurdun değişik yerlerinde doğayla uyumla yaşam pratikleri geliştirmeye, bütüncül teori dersleri vermeye ve tabi sinemada yoğunlaşmaya çalışıyorum .
Teorik çalışmalarım, başlangıcta hiç tahmin edemediğim bir noktaya ulaşmıştı. Bambaşka bir bakışaçısı vardı artık elimizde, bir tür teorik devrim. Bütüncül bakışaçısı diyebileceğimiz bu müfredatı yazılar, kitaplar, videolar ya da toplantılarla anlatmaya çalıştım ve anlatmaya da devam ediyorum bu sitede olduğu gibi.
Bu arada yurdun değişik yerlerinde doğayla uyumla yaşam pratikleri geliştirmeye, bütüncül teori dersleri vermeye ve tabi sinemada yoğunlaşmaya çalışıyorum .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder