
2-Sahipler ve kuklaları arasındaki koordinasyonsuzluğun artarak devam edeceğini görmeliyiz...Bu bir şans ama bu şansı biz yaratmadık, uyanık olalım ve bir tarafın hamlesine pragmatik bir şekilde yaklaşarak medet ummayalım. Biz işimize bakalım.Tayyip bir kukla olarak iplerinden kurtulmaya çalıştığı için sahiplerince afaroz ediliyor, bunu not edelim...
3-Fettullah Gülen, Komünizmle Mücadele Derneği' nden (Erzurum,1979) devşirilmiş bir kukladır, devşirenin adı ise doğrudan CİA. İpini biraz kısaltıp kendi yanlarına almışlardır, çünkü onunla işleri henüz bitmedi. Sahiplerine sadakatle hizmet etmeye devam ediyor, önümüzdeki dönemde ya bir parti kurarak, ya da sahiplerinin programını uygulamaya yetenekli yeni bir partiye destek vererek hizmetine devam edeceğini görelim...
4-Bizim burjuva sınıfı keneye benzer. Yeryüzünde bu kadar korkak, alttan güreşen, namussuz, maşa kullanmaktan başka bir yol bilmeyen, kendi işini kendi halledemeyen bir sınıf az bulunur. Söz ve eylemde hiçbir zaman bağımsız olamaz. Anca havaalanına afiş asar lambayı söndürelim diye ve o afişe bile sahip çıkamaz, o kadar rezildir yani...
5-Öte yandan bu sınıfla çıkarları taban tabanı zıt olan işçi sınıfımız ise dağına göre kar misali suskun, üç kuruş için kardeşini satan, kendi çocuklarına, kendi devrimine sahip çıkamayan (evet Gezi'den bahsediyoruz) bir sendika cesedidir...
6-Yakasına sol, sosyalist, devrimci, komünist, anarşist vs etiketini takmışların hali ise vahimdir. İdeolojik, teorik yetersizlikleri o kadar derindir ki burnunun ucunu bile göremez haldedirler. Bayraklarına (yani totemlerine) aşık olmayı bırakamadıkları sürece şimdi ve gelecekte hiçbir gerçek dönüşümün içinde yer alamazlar...
7-Seçimler, sınıflı toplumun illüzyonlarından sadece biridir. Sisteme rıza üretme mekanizmasıdır. İnsanlar hangi partiye oy verirse versin sisteme oy vermiş olurlar, ''ben bu sisteme razıyım'' demektir. Mhp'ye ya da Tkp'ye vermenin arasındaki fark artık sıfırdır. O yüzden kimse bizden oy istemesin, çünkü sisteme rıza göstermiyoruz. Nokta...
8-Kürt hareketi daha en başından gerçek Kürt bilgeler yok edilerek ( devlet ve pkk tarafından) dizayn edilmiştir. Ulus meselesi çözülemeyince, A.Öcalan liderleştirilerek Kürt Halkını kontrol mekanizması kurulmuştur. Öcalan rolünü yardımcılarıyla birlikte (Gladio'nun ulusalcı, bölgeselci, Ergenekoncu kanadı) hakkıyla oynadı. Daha yakalandığında (yani ABD tarafından TC nin kucağına zorla atıldığında diyelim) küresel sermayenin bölgeye dair yeni planı uygulamaya konulmuştu. Plan, yeni piyasaların açılması bölgedeki eski rejimlerin sökülüp atılması ve milliyet konusunun ileri kapitalizme giderken engel olmaması idi. Arap baharları ve savaşlarla eski rejimler tasfiye edilirken Kürt meselesi de çözülecek işler listesindeydi. O yüzden ABD, Öcalan'ı devletin kucağına zorla bıraktı...
9-Sınıflı toplum sahiplerinin Tayyip'in eline tutuşturdukları ''yapılacak işler listesindeki, ulusal problemleri halledin artık..'' görevi de Tayyip'de idi, ancak Tayyip bunu yapamadı. Yapamadığı gibi sahipleri ile didişmeye başladı.Tayyip'in bir diğer görevi olan dinsel sorun artıklarını (başörtüsü,çeşitli haklar vs) temizleme görevini şevkle yerine getirdiğini unutmayalım. Kürt meselesinde ise aynı şevke sahip olamadı hiç bir zaman. Teknik bir mesele olarak ele aldığı ve çuvalladığı için Tayyip'den sonraki siyasi figürlerce hallolunacak bir iş olarak kaldı...
10-Önümüzdeki dönemin en önemli siyasi işlerinden biri, Kürdistanı ve Kürtleri sınıflı topluma en ucuz ama en verimli bir şekilde hizmet eder hale getirmektir. Bunu yapmaya aday siyasi figürler önümüzdeki dönemin parlayan yıldızları olacaklardır. Şu an sınıflı toplum kurmayları gece gündüz toplantı halindeyken tartıştıkları ana maddelerden birisi de budur. Yakında bunun ihalesini ilan etmelerini bekleyebiliriz. İhale şartnamesini görelim; sola bulaşmış, burjuva kültürüne hakim, daha doğacı, daha az çalan, daha demokrat, daha geniş bakışa sahip bir figür ya da figürler aranmaktadır. Bulunur ve emin olun Tayyip'den daha tehlikeli olacaklardır. Çünkü daha ince, daha çaplı, daha kültürlü ve daha içimizden birileri olacaktır bu yeni siyasi ekip...
11-Sınıflı toplumun kurmayları ve onların siyasal kuklaları fareler gibi iki boyutta hareket ediyorlar. Kendilerince siyasetler, komplolar, hırsızlıklar, oyunlar, savaşlar ve karmaşık işler tertiplediklerini sanıyorlar, zavallı yaratıklar. Oysa daha yukarıdan onları ve her türlü hareketlerini gözleyen gözler var. Sınıflı toplum figürleri labirentteki peynirin peşinde birbirlerini yerken ''insan'' bu zavallılara ne kadar üzülse azdır. Onlar için iki yol var; ya farelikten vazgeçip insanlaşacaklar, ya da kendi cehennemlerini yaşayacaklar. Topluca ya da tek tek. Son fosil yakıtları onlar için kullanabiliriz tabi. ''Cehenneminiz bol olsun'' diyelim ve bu tatsız konuyu kapatalım...
12-Bizim planımız ise çok açık; daha fazla insanlaşma...nokta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder